30 Kasım 2010 Salı

Egypt Chronicles Episode 2 - " Sex Normal Turkey?"

İşim gereği gittiğim ülkelerde genelde arabayı kendim kullanmayı tercih ediyorum. İnsan daha özgür oluyor. İstediğin zaman istediğin yere bir başkasını ailesinden ayırmak ya da boş zamanını çalmak zorunda kalmadan gidebiliyorsun.Ama Mısır bu tercihlerin dışında kalıyor. Burda şoför istedim. Halen de şöför kullanıyorum. Geçtiğimiz iki ayda mısırlı bir şöför olmasına ramen yaptığımız 50 kaza bu tercihimi doğrular nitelikte. Kazalar burda günlük yaşamın bir parçası :D ve hiç rahatsız oluyor gibi bir halleri yok.

İstanbulda köprü trafiğinde genellikle üç şeridi 4 lerler ama bu esnada trafik yavaştır. Burada ise 2 şeridi 4 lüyorlar ve trafik hiç değilse 90km/s ile akıyor :D aslında felaket cevherler var burada harcanıyorlar. Bi el verseler şöförümün deyimiyle ne ralliciler çıkar. O öyle dediğinde ben de Hatta Formüla 1, hatta hatta 2 ... 3.... demiştim zevkten kırılmıştı :D


Pazartesi (29.11.2010) akşamı işten eve dönerken ise yaşadığım ve muhtemelen yaşıyacağım trafik kazalarının en komiği geldi başıma ... şöyle ki bize çarpan aracın şoförü yoktu!!! :D
Yeni kahire denen yeni ve şehir planı ile yapılmaya çalışılan ve kahireden gerçekten de daha düzenli olan semtte bulunan GSM operatöründe şöförümü bekliyordum ve daracık yola sağlı sollu park etmiş arabaları görünce içimden geçirdim:

" Ya bu adamlar kıl payı nasıl geçebiliyolar bu hızda. Bu kadar mı salak olunur arkadaş, azıcık dokunsa zaten anlamığım dilde birbirinizi yemeye başlıyacaksınız ve yol kapanıcak. Zaten 2 saat trafikte duruyorum bi de bunun için bekliyicem".


Derken Adel(Şöför) geldi. Siyah bir mitsubishi lancer ı var. Atladım yanına ve gitmeye başladık. İleride gözüme sigarasını yakan çok çirkin bir adam takıldı ve biraz keyif yapmak istediğinden olsa gerek arkasındaki siyah toyotaya yaslandı. Fakat toyotanın sahibi zeki arkadaş el frenini çekmediği için araba hareket etmeye başladı. Çok az da olsa yol aşağı doğru eğimli olduğu için araba hafiften bize doğru hızlanmaya başladı devamını aynen aktarıyorum:

Adel: Ula, ula, şerrefsiz ittirdin ya arabayı bize doğru..
Ben: Adel napcaz inip durduralım tehlike yaratcak.
Adel: Bişey olmaz ya ben geri geri gidip kaçarım bu da sağdaki yada soldaki arabalardan birine çarpar. (Mantığa bak :D)
Ben: Olum öyle şey mi olur. Dur da inip durduralım.
Adel:
Le le le le (Arapçada" yo yo" ya da "gerek yok" demek :D)
Ben:iyi sen bilirsin (Umrumda deil hakkaten de :D)
Geri vitese atıp gitmeye başlıyoruz.
Adel:
Sağdaki mercedes sıçtı.(Hayvan gibi gülüyor bu esnada)
Ben: Adel sanki direk bize doğru geliyo
Adel: Le le bak kaycak şimdi sağa.
Ben:
Adel bak arkadakiler yaklaşıyo kaçamıyacaz.

Bu sırada arkamızdaki arabanın dibine gelip durduk. Bu arada bize doğru gelen araba da iyice hızını aldı.
Adel: Dur ben bi inip durdurayım.
Ben: Hay senin ağzına sıçıyım be adam (Anlamadı tabi türkçe söyledim :D)

Adel arabadan inip öne doğru koştu. Ben de çıktım bi yandan ama bulaşmak istemiyorum... Kendini herkül gibi gördüğü için önce bi arabanın önünde dümdüz durdu. Sanki araba ondan korkup durucak. Sonra araba yaklaşınca yana sıçrayıp arabayı kaçırdı. Yetişebilmek için arkasından koşup aynasına sarıldı ama bu defa da ayakları dolanıp yere düştü ben tabi altıma sıçtım gülmekten :D Araba geldii bam diye burundan bizimkine girdi. Arkasından da ağzı yüzü bile kum olmuş Adel geldi.

Adel: Mistır neden önüne geçip durdurmadın arabayı.(Salağa bak :D)
Ben: Olum ben sana demedim mi baştan durduralım diye önüne geçip sıkışıyım mı?
Adel: Ama mistır şimdi nolcak?
Ben:Nolcaksa olcak napalım kimse sahibi arabanın gelsin.

Tabi Adel şiddetle karşı çıktı :D çünkü bu ülkenin adalet mekanizması hakkında çok tecrübeli :D. Hemen arabayı geldiği yere kadar ittirip yolu açtık. Sonrada arabaya atladığımız gibi topukladık. Aslında ben o arabayla bir fotoğraf çekilmek istemiştim ama Adel bunun pek iyi bir fikir olmıyacağını söyledi :D Bende durumun ahval ve şeraitinde ona tüm kalbimle hak verdim :D


Bu arada taksilerin neredeyse %70 i şahin evet evet bildiğiniz "Yurdum Şahini" İçine LCD döşeyeninden tut ta camların üstüne otobüslerdeki tutacaklardan koyanını bile gördüm. Ama en komiği heralde arkasına "BlayBoy" Yazdıranıydı. (Mısırlılar "P" harfini okuyamıyor "B" diyolr çok komik :D)

Bu arada şöförlerden girdik madem, bir önceki seksomanyak şöförüm Teamır la aramda geçen dehşetengiz diyalogdan da bahsetmek isterim . Olay 1 ay önce otelden sabah işe giderken yaşandı. Durup dururken başlayan bir diyalogtu:


Teamır: Onur, türk kızları da muhteşem olur ha!
Ben:Baya güzeller (İçimde huyları da güzel olsa diyen bir tebessümle)
Teamır: Peki Sex Normal Turkey? (İşte bu soru benliğimi allak bullak etti :D)
Ben: Tabiki, istediğin kızdan insanca istiyosun hemen veriyo. (İnandı salak :D)
Teamır: Türk dizilerinde görüyorum zaten. Peki neden öyle ya Baaşa (Paşa). Too much sex!(çok fazla sex var :D:D:D:D diyo bu arada yüzünde de kafasının çok kurcalandığını gösteren bir ifade var.)
Ben: Valla ne biliyim Teamır kanımızda var. Sex bir yaşam biçimi Türkiyede :D (Ahh ahh nerdee :D)
Teamır: Nasıl yani sen şimdi uzun süre sex yapmadın mı sağlığın mı bozuluyo.
Ben: Nasıl anlatsam ki Teamır onun gibi bişey (Bu soruyu cevaplarken de mısırdayım,acı bir gülümseme var suratımda)

Neyse ki değişti şöförüm de kurtuldum :D

Ahh ahh mısır. Sen nelere kadirsin :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder